Traduction: de turc
çatal yol
-
1 çatal
ви́лка (ж)* * *1.1) врз. ви́лка2) с.-х. ви́лы3) разви́лка, разветвле́ние4) ответвле́ние; рог; зуб2.geyik çatalı — отро́сток оле́ньего ро́га
1) разветвлённый, разви́листый; вилообра́зныйçatal dal — разви́листая ветвь
çatal yol — разветвлённая доро́га
2) дву..çatal anahtar — двусторо́нний ключ
çatal parmaklı — двупа́лый
3) перен. двусмы́сленныйçatal cevap — двусмы́сленный отве́т
çatal söz — двусмы́слица
•• -
2 çatal
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > çatal
-
3 çatal
adj. forked, bifurcated, two sided, difficult--------n. fork, prong, clevis--------çatal (ağaç)n. crotch* * *1. breasthook 2. fork 3. fork (n.) -
4 büyük çatal
büyük çatal (gemi)n. tormentor -
5 çatal batırmak
çatal batırmak (toprak)v. prong -
6 çatal saplamak
çatal saplamak (toprak)v. prong -
7 catal
[T catal, from catmaa]: forkA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > catal
-
8 çatal
çatal Gabel f; Gabelung f; (Hirsch)Geweih n; gegabelt; Doppel-; Doppelbart- (Schlüssel); Wort zweideutig; Angelegenheit heikel;çatal görmek schielen;çatal sürgüsü TECH Schalthebel m;çatal takımı Besteck n -
9 çatal
1́is.1. 叉; 耙; 餐叉: Daha çatal ve bıçağı tutmasına eli yatmamıştı. 那时他还不习惯使用刀叉。2. 树杈; 岔路(口); 分岔点3. (叉状物的)齿, 股: Zıpkının üç çatalı var. 这把鱼叉有3个齿。2́s.1. 有叉的, 叉状的, 分岔的: \çatal dal 树叉 \çatal yol 岔路2. 双关的, 有双重意义的: \çatal söz 双关语3. 双面的: \çatal anahtar 双面钥匙◇ \çatal atmak 俚́ 管闲事; 瞎搅和; 乱打听 \çatal avuç 一捧 \çatal görmek 看不清楚, 看成双影 \çatal iş 难办的事 \çatal kazık 转́ 1) 因态度不一而碍事者: Çatal kazık yere çakılmaz (或 batmaz, geçmez). 成́ 七嘴八舌事难办。 2) 结果不明的混乱状态, 难办的事: Bu konu bir çatal kazığa benziyor, buna karışmayıp bir kenara çekilsek daha iyi olur. 这件事似乎不大好办, 我们最好还是别插手, 先放一放再说。\çatal matal kaç \çatal 一种儿童游戏 \çatal ses 嘶哑的声音 \çatal yürekli 非常勇敢的, 大无畏的, 无所畏惧的 -
10 çatal
I sII adj1) gabelig, gegabelt\çatal dallar gabelige Äste2) ( iki anlamlı) zweideutig3) ( net olmayan) unklar\çatal görmek unklar sehen; ( iki görmek) doppelt sehen -
11 çatal ağız
-
12 çatal anahtar
Gabelschlüssel m -
13 çatal bıçak takımı
Essbesteck nt -
14 çatal kargı
Dreizack m -
15 çatal kuyruklu martı
zool Gabelschwanzmöwe f -
16 çatal
"1. fork (used for eating, serving, etc.). 2. fork, bifurcation. 3. prong; branch of a forked object. 4. pitchfork. 5. forked. 6. (word) which has a double meaning. 7. involved, difficult. 8. cracked (voice). - anahtar a key with two points or edges. - bel digging fork. - bıçak silver, silverware, Brit. cutlery. - çekiç claw hammer. - çutal 1. cracked (voice). 2. very complicated. - görmek to see double. - kazık a difficult business, a complicated affair the outcome of which is doubtful. - matal kaç çatal a children´s game. - sakal forked beard. - tırnak cloven hoof. - tırnaklı cloven-hoofed. - yeri fork, bifurcation." -
17 çatal ağız
выпад. -ğzı; геогр.де́льта -
18 çatal bıçak takımı
столо́вый прибо́р -
19 çatal don
коро́ткие кальсо́ны ( прикрывающие колени) -
20 çatal görmek
двои́ться в глаза́х
Regardez d'autres dictionnaires:
çatal — is. 1) İki veya daha çok kola ayrılan değnek 2) Yol, ağaç gibi kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri 3) Dallı olan şeylerin her kolu 4) Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç Çatalı elinden düştü, ağzı açık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bel — 1. is., Far. bel Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı Birleşik Sözler çatal bel Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bel bellemek 2. is., anat. 1)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ethereal being — Water nymph by John Collier, 1923. Ethereal beings, according to some belief systems and occult theories, are mystic entities that usually are not made of ordinary matter. Despite the fact that they are believed to be essentially incorporeal,… … Wikipedia
satisfaire — (sa ti sfê r . Marguerite Buffet au XVIIe siècle, Observ. p. 139, dit : Plusieurs coupent ici une s, disant satifaire et satifation ; il faut sonner une s et dire satisfaire et satisfaction) v. a. Il se conjugue comme faire. 1° Causer le… … Dictionnaire de la Langue Française d'Émile Littré
être — 1. (ê tr ), je suis, tu es, il est, nous sommes, vous êtes, ils sont ; j étais ; je fus ; je serai ; je serais ; sois, qu il soit, soyons, soyez, qu ils soient ; que je sois, que tu sois, qu il soit, que nous soyons, que vous soyez, qu ils soient … Dictionnaire de la Langue Française d'Émile Littré
çatallanmak — nsz Çatal gibi ikiye ayrılmak Bir çeyrek daha gittiler, önlerinde yol bir daha çatallandı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatallanmaq — f. Çatal kimi ikiyə ayrılmaq. İrəlidə yol çatallanmışdır … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti